İşte Cem Özsancak’ın mekanla ilgili görüşleri;
Popüler kültürden, herkesin topyekün rağbet gösterdiği klişelerden, ezberlenmiş ezberlerden sıkılan biri olarak şu sıralar daha çok “butik” işlere merak salmış vaziyetteyim. Gurme lezzetler, tasarım ve üretimler, kişiye özel şeyler derken butik olan ne varsa bir bir keşfediyorum. Keşiflerimi de samimiyetle sizlerle paylaşıyorum.
Yeme-içmeye düşkün olan, aynılıktan sıkılan, farklı lezzetler arayan insanlar için İstanbul’un dört bir yanında hizmet veren butik mekânlar açılıyor. Özellikle son zamanlarda bu tür bir anlayışla hizmet veren, tatlı-çikolata caféleri bir hayli ilgi görüyor. Damak tadına önem veren fakat sağlığına da dikkat eden, özel tatlardan hoşlananlar bu yerlere oldukça rağbet gösteriyor.
Son keşfim Mordre Café, cake & bakery konseptiyle hizmet veren butik bir sanal café. Mordre için “Bir ay önce kapılarını açtı” diyemiyorum; çünkü şimdilik internet üzerinden sipariş verebiliyorsunuz. Öğrendiğim kadarıyla yakın bir zaman içerisinde açılacak mağazasıyla müşterilerini ağırlamaya da başlayacakmış.
Mordre, Fransızca bir sözcük ve bizdeki karşılığıyla ısırık anlamına geliyor. Mordre, nişanlı bir çift olan Coşan Göksel ve Gözde Beşkardeş’e ait bir proje. Markanın sahiplerinden ve mutfağın şefi olan Gözde Beşkardeş bu proje için Mutfak Sanatları Akademisi’nde 8 ay sürecek uluslararası pastacılık eğitimi alıyor. Coşan Göksel ise kurumsal iletişim ve marka direktörü olarak nişanlısına destek veriyor. Bu bilgiyi edindiğimde Mordre’ı daha çok sevdim ve böylece bu “romantik” tatlıların kaynağına da indim.
Mordre sadece kişiye özel hizmet vermiyor, menüsünde kurumsal ürünler de bulunduruyor. Kişiye özel hizmette ise deyim yerindeyse sınır tanımıyor. Doğum günlerinden yılbaşı kutlamalarına kadar birçok özel gün için hazırlanan özel masalarla müşterilerine hizmet sunuyor.
Edindiğim bilgiye göre şef, kullandığı sütün ve çikolatanın markasına oldukça önem veriyor. ‘Tadını değiştirir’ endişesinden dolayı kullandığı ürünlerden taviz vermiyor. Bu sebeple de fiyatlar, diğer örneklere kıyasla biraz daha pahalı.
Bütün ürünler özel kutularda ambalajlanıyor. Bu arada, “İlle de organik olsun!” diyenler için güzel bir haber: Tatlılarda kullanılan tereyağı ve fındıklar, Karadeniz’den özel olarak getirtiliyormuş. Yumurtalar ise her hafta düzenli olarak Güzelce köyünden geliyormuş ve tüm tatlılarda Trakya’nın köy yumurtaları kullanılıyormuş. Bu arada, internet üzerinden sipariş verilen ürünlerin teslimi genellikle kargo yoluyla, bazen de çift tarafından gerçekleşiyor.
Beş çaylarını seviyorsanız, sevdiklerinize jest yapmak istiyorsanız, “Ne hediye alsam?” diye düşünüp duruyorsanız ya da önceliği kendi damak zevkinize veriyorsanız, Mordre Café’ye bir tıklayın derim. Bir blog yazarı ve internet projelerine önem veren biri olarak Mordre’ın altını kalın kalın çiziyorum. Yakın zamanda açılacak mağazasını da şimdiden dört gözle bekliyorum.
Mordre Cafe lezzet patlaması yaşattı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder