Üzeri açık spor aracıyla Bebek trafiğinde boy gösteren sunucuya sürekli anneniz ile geziyorsunuz yanınızda ne zaman birini göreceğiz diye soru yöneltince Erken “Böyle çok iyi” diyerek yalnız olacağının sinyalini verdi.
Ece Erken: ‘Böyle çok iyi‘
Üzeri açık spor aracıyla Bebek trafiğinde boy gösteren sunucuya sürekli anneniz ile geziyorsunuz yanınızda ne zaman birini göreceğiz diye soru yöneltince Erken “Böyle çok iyi” diyerek yalnız olacağının sinyalini verdi.
Pilates eğitmeni Erdinç Bekiroğlu’ndan boşandıktan sonra spor salonunda tanıştığı Bedri Güntay’la aşk yaşamaya başlayan Muhteşem Yüzyıl’ın Mihrimah Sultan’ı Pelin Karahan’ın eylül ayında sevgilisiyle hayatınıbirleştirme kararı aldığı ortaya çıktı.
Geçtiğimiz günlerde Güntay’dan evlilik teklifi aldığını açıklayan Karahan, düğün hazırlıkları için kolları sıvadı. Karahan’ın bu kararında çocuk isteğinin de etkili olduğu ortaya çıktı. Oyuncu geçen hafta verdiği röportajında ‘Çocukluğumdan beri hep aile kurayım, çocuğum olsun derim. Gene istiyorum, inşallah Allah verirse, olur!’ sözleriyle çocuk özlemini dile getirmişti.
KARŞILIKLI SAYGI ŞARTI
Pelin Karahan, kendisine yöneltilen ‘Evinizde de sözü geçen bir sultan mısınız?’ sorusu üzerine de kadın erkek ilişkilerine bakış açısını açıkladı. Karahan, ‘Evde zaten hanımların sözü geçer bence. Dışarıda daha çok beylerin. Ben her zaman erkeğe saygı duyuyorum. Erkek de tabii kadınına saygı duymalı’ dedi.
Önceki gün senaryo grubuyla fotoğrafını Instagram hesabından takipçileriyle paylaşan Cem Yılmaz dün de oğlu Kemal’in laptop başında fotoğrafını paylaştı. Sosyal medyayı pek kullanmamasıyla bilinen Cem Yılmaz’ın yeni açtığı Instagram hesabından sık sık fotoğraf paylaşması isedikkat çekiyor.
Dün oğlu Kemal’in fotoğrafını paylaşan Cem Yılmaz altına ”Film yazarken Kemal’ciğimden yardım alırım” yazarak, espri yaptı.
Star TV’de Acun Ilıcalı’nın yönetimindeki Survivor’ın 7. sezonunun dün geceki bölümünde Gönüllüler takımında, yarışmanın çok konuşulan isimlerinden Turabi, ödül oyunu zaferinden sonra takım arkadaşlarına güzel sürprizler yaptı.
Turabi, Gönüllüler takımının keyifli zaman geçirebilmeleri için “Turabi kafe” adını verdiği bir mekan yaptı.
Açılışı arkadaşlarıyla yapan Turabi, bunun yanında bir de tavla sürprizi yaptı.
Galaport Düğün ve Kongre Merkezi’nde hayranlarının karşısına çıkan popçu Atiye, birbirinden hareketli şarkılarıyla alanı dolduran öğrencilere coşkulu anlar yaşattı. Performansı ve danslarıyla sevenlerini eğlendiren Atiye, böyle bir projenin parçası olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Genç şarkıcı, öğrenciler tarafından verilen plaketi de aldı.
Geçtiğimiz yıl ani bir kararla Almanya’ya dönen Meryem Uzerli şubat ayında kızı Lara’yı dünyaya getirmişti.
Daha önce Lara’nın doğduğu gün çekilen el fotoğrafını sayfasında yayınlayan Uzerli, bugün de yeni fotoğrafları takipçileriyle paylaştı.
Kızının yüzünü göstermeyen Meryem Uzerli, fotoğrafın altına”Komik gün-mutlu gün-En büyük sevgi… Allah bütün anneleri ve onların bebeklerini korusun! Amin!” notunu düştü.
Trabzonspor dışında ciddi bir talibi olmayan 26 yaşındaki golcüye Lille teklifte bulundu. Bu haber Trabzon Yönetimi’nde moralleri bozdu. Ancak Fransız ekibinin teklifinin senelik 600 bin Euro (1.76 milyon TL) olması, yüzleri yeniden güldürdü. Diouf yapılan bu teklifi, pazarlık masasına bile oturmaya tenezzül etmeden geri çevirdi. Bordo-Mavililer, şu anda Hannover’de senelik 400 bin Euro (1.17 milyon TL) kazanan yıldız futbolcunun kapısını 2 milyon Euro (5.9 milyon TL) ile çalmıştı.
Başka takımlardan gelen düşük teklifler sonrası Mame Diouf, Trabzonspor’un teklifini ilk sıraya aldı. Yönetim, Senegalli oyuncunun menaceriyle önümüzdeki hafta pazarlık masasına oturmayı planlıyor. Bordo-Mavililer, cazip teklifin yanı sıra eğer Avrupa Ligi bileti de alabilirse, Diouf’u kadroya katma yolunda büyük bir avantaj elde etmiş olacak.
Sarı kırmızılı ekipte bu sezon performansı oldukça tartışılan ancak hücumun önemli isimlerinden biri olmaya devam eden Didier Drogba, 12 yıldır birlikte çalıştığı doktoru Ali Haşimi’ye kontrole gidiyor.
Sezonu kapattığı iddia edilen tecrübeli forvetin doktorunu görüp kontrol ve tespitlerin ardından Türkiye’ye geri gelmesi bekleniyor. Yıldız golcünün sigortası ise Galatasaray’a yarayacak. Fildişi Sahilli forvetin forma giymediği maçlarda Cimbom maç başına para kazanacak.NTV Spor’a göre özel uçağı ile birlikte Fransa’ya giden Drogba’nın sağlık durumu ile ilgili olarak Galatasaray’a düzenli olarak rapor verilecek.
Fenerbahçe’ye karşı sakatlığı tam geçmeden forma giyen gol makinesi Sivasspor maçında da oynamak istiyordu ancak diğer kasığında da sakatlığın nüks etmesi ve bel ağrıları 36 yaşındaki yıldızın önüne geçti.
Yıldız oyuncunun son durumu yapılacak olan kontrollerin ardından belli olacak.
Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada Drogba’nın pubis bölgesinde ağrıları olduğu belirtilirken, kulüp doktorları bu ağrılara rağmen deneyimli oyuncunun sakatlığının pubis olmadığının altını çizdi.
Galatasaray sağlık heyetinin, özel doktoruna görünmesini istediği Drogba, daha önce 2 kez aynı bölgeden kendisini ameliyat eden Ali Haşimi’ye muayene olup İstanbul’a dönecek.
Tecrübeli futbolcunun yaklaşan dünya kupasını düşünerek ameliyat olmak istemediği, gerekirse iğneyle de olsa oynayarak futbol yaşantısını sürdürüp ancak dünya kupasının ardından bıçak altına yatmayı kabul edebileceği öğrenildi. Drogba’nın sezon bitmeden ameliyat olma ihtimalinin çok düşük olduğu belirtildi.
Güzel şarkıcı geçtiğimiz haftalarda sürpriz bir kararla nişanlanmış ve Haziran ayına kalmadan evlenip anne olmak istediğini söylemişti. Ebru Polat yine bir sürpriz yaparak önümüzdeki hafta İtalya’nın Milano şehrinde evleneceğini söyledi.
Hazırlıkların büyük ölçüde bittiğini fotoğraf çekimlerinin dahi tamamlandığını söyleyen Ebru Polat, “2015 yılının başında da inşallah anne olacağım” dedi. Nişanlısının ismi sorulan Ebru Polat, “Onu şu anda açıklamıyoruz arkadaşlar düğünden sonra” açıklamasında bulundu.
Kendisi gibi oyuncu olan eşi Bergüzar Korel’in sakallardan sıkıldığını söyleyen Halit Ergenç, Haziran ayında sakallarını keseceğini söyledi.
“BERGÜZAR SAKALLARIMI KESECEĞİM GÜNÜ İPLE ÇEKİYOR”
Muhteşem Yüzyıl dizisinin Kanuni Sultan Süleyman’ı Halit Ergenç “Eşim Bergüzar sakallarımı keseceğim günü iple çekiyor. Ben de sonucu merak ediyorum, çünkü sakalsız halimi unuttum. Haziran’da dizi bitecek ve keseceğim” dedi.
Halit Ergenç, Muhteşem Yüzyıl’daki rolü gereği 3,5 yıldan bu yana uzun sakalları ile yaşamına devam ediyor.
Güzel sunucu Simge Fıstıkoğlu, Türk Rock Müziğinin aykırı çocuğu Hayko Cepkin’in Extreme-G Programı’na konuk oldu.
Çekimleri İzmir’in Selçuk ilçesinde gerçekleşen programda, Simge Fıstıkoğlu paraşütle atladı. Fıstıkoğlu atlayışını yapmadan önce çok heyecanlı olduğunu dile getirdi.
Sonra kendini 4 bin metre yükseklikten, Efes Antik Kenti’nin üzerine bıraktı.
Format gereği misafir ettiği konuklarına, uyumadan önce masal anlatan Hayko Cepkin adetini bozmadı ve Simge Fıstıkoğlu’na masal anlattı.
Masalı dinleyip mışıl mışıl uyuyan konukların aksine Simge Fıstıkoğlu masalı anlamadığını söyleyince eğlenceli dakikalar yaşandı.
Ünlü oyuncu, bu yaz evlenmeyi planladığı sevgilisi Asya ile el ele objektife yansıdı.
Çevik ailesi
Kanal D’de yayınlanan ‘Arkadaşım Hoşgeldin’ isimli komedi programıyla reyting rekorları kıran Tolga Çevik, yoğun iş temposundan arta kalan zamanını oğlu Tan ve kızı Tuna ile beraber geçirdi.
Cihangir’de bir cafede arkadaşları ile sohbet ederken görüntülenen Esra Dermancıoğlu, basın mensuplarının kendisini görüntülediğini görünce yanındaki arkadaşlarına”Bunlar bana hala yenge diyorlar. Çoğu adımı bilmez” diyerek ilginç bir yoruma imza attı.
Bir süre arkadaşları ile sohbet eden Dermancıoğlu daha sonra gazetecilerin kendilerini görüntülemesinden sıkılıp mekanın içine geçmeyi tercih etti.
Yıllık 3.5 milyon TL’lik beyanla ünlüler arasındaki vergi sıralamasında ikinci sırada yer alan Cem Yılmaz, 1978 yılında 5 yaşındayken ilk parası olan 105 lirayı kazandığı meşhur tartısının fotoğrafını paylaştı.
İLK KAZANÇ KAPISI
Milyonlarca liralık bir servete sahip olan ünlü komedyenin ilk kazanç kapısını, anı olarak sakladığı da anlaşıldı.
‘TEYZEM ALMANYA’DAN GÖNDERDİ’
‘Anlamlı’ eşyasını Instagram’a yükleyen Yılmaz, altına da ‘Meşhur Baskül…1978′ notunu düştü. Yılmaz, şovunda baskülün hikayesini şöyle anlatmıştı: Teyzem Almanya’dan baskül gönderdi. Aldım apartmanın önüne koydum. Bütün mahalleyi tarttım. 105 lira para kazandım yarım günde, büyük para. Ölçek vereyim 1 liralık dondurma yediğin zaman ölüyordun…
Dünyaca ünlü şarkıcı Beyonce, her zaman formda vücuduyla dikkat çeken isimlerden biri… Küçük Kızı Blue Ivy’yi dünyaya getirmesinden kısa bir süre sonra eski formuna kavuşarak herkesi şaşırtan Beyonce’nin sırrının meğer suda pedal çevirmek olduğu ortaya çıktı. ABD’de pek çok ünlü yıldızın spor eğitmeni olarak ün yapan Marco Borges, Beyonce ve eşi Jay- Z’nin de hocalığını yapıyor. Borges’ın çıkardığı ‘Power Moves’ adlı kitapta Jay-Z hem kendisinin hem de eşi Beyonce’nin nasıl form tuttuğunu açıklıyor.
Bugüne kadar yaptıkları en ilginç sporun suda bisiklet yani Aqua Cycling olduğunu açıklayan Jay-Z, ‘Suda pedal çevirmek, daha az yorucudur ve ertesi gün hamlığa neden olmaz. 30 – 45 dakika süreyle suyun direncine karşı yavaş yavaş pedal çevirmek ağrı ve yorgunluk hissetmeden vücudunuzu çalıştırmanızı sağlar’ diyor. Ünlü rap şarkıcısı eşi Beyonce’nin hamilelik kilolarını da bu yöntemle verdiğini ekliyor.
Pop müziğin Minik Serçe’si Sezen Aksu, iki yıl önce Beylerbeyi’nde satın aldığı evle ne yapacağını şaşırdı! Medyaya yansıdığı için satışa çıkarılan eve, alıcı bulunamayınca ‘kiralık’ tabelası asıldı
BİR TÜRLÜ SATILAMADI
İki yıl önce, ünlü şair Mehmet Akif Ersoy’un Beylerbeyi’ndeki evini satın alan Sezen Aksu’nun hevesi kursağında kaldı. Aksu, uzun süre tadilatıyla ilgilendiği villa medyaya yansıyınca, taşınmak yerine evi satmaya karar vermişti. Fakat uzun süre geçmesine rağmen satılamayınca, Minik Serçe karar değiştirip emlakçılardan evi kiraya vermelerini istedi.
TADİLATTAN GEÇİRİLDİ
Sezen Aksu, başlarda taşınmayı düşündüğü evi büyük bir tadilattan geçirdi. Tadilat sonucu evin dış cephesi de krem rengine boyandı.
Dünyanın en önemli piyanistlerinden olan ve hayatı Oscar ödüllü “Shine” filmi ile beyaz perdeye aktarılan David Helfgott, çıktığı son dünya turnesi kapsamında İstanbul Kongre Merkezi’nde hayranlarıyla buluştu. Dakikalarca ayakta alkışlanan David Helfgott müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşattı.
EN ÜSTÜN KEMAN VİRTÜÖZÜ İSTANBUL’A GELİYOR
“Good Music In Town Konserleri” keman virtüözü Itzhak Perlman ile devam edecek. Dünyanın en önemli müzik otoritelerince 20. ve 21. yüzyılın en üstün keman virtüözü kabul edilen Itzhak Perlman, Map İletişim ve Piu Music organizasyonuyla, 70. yılını kutlayan Yapı Kredi ana sponsorluğunda 29 Nisan’da İstanbul Kongre Merkezi’nde konser verecek.
Gülşen ve Murat Boz düeti “İltimas”ın tanıtım videosu internete yüklenmesinin ardından, 4 saat içerisinde 40.000′den fazla izlenerek rekor kırdı…
iŞTE O TANITIM;
Çift, çocukları Emir Berk’in hangi takımlı olduğunu soran muhabirlere ‘’Elbette Fenerbahçe ama malesef bu derbiye yetişemedi. Kısmetse bir sonraki derbide tribündeki yerini alacak’’ dedi.
Oyuncu, baygınlık geçiren sevgilisi Serenay Sarıkaya’yı hastaneye kucağında getirdi. “Medcezir” dizisinde başrolü paylaşan genç aşıklar Serenay Sarıkaya ve Çağatay Ulusoy’un keyifli başlayan gecesi hastanede noktalandı. Beraber vakit geçirirken Sarıkaya’nın aniden bayılmasıyla büyük panik yaşayan Ulusoy, arkadaşlarının da yardımıyla onu Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdü. Sarıkaya’yı kucağında acil servise taşıyan Ulusoy, hastaneyi “Yardım edin, ölüyor!” çığlıklarıyla inletti.
Kantinde dinlendi Serenay Sarıkaya, doktorların ilk müdahalesinin ardından kendine geldi. Ayılır ayılmaz sevgilisine sarılan Sarıkaya, bir süre hastanenin kantininde dinlendi.
Kendisini daha iyi hissettiğinde Çağatay Ulusoy’la birlikte hastaneden ayrılan genç oyuncu, o sırada gazetecileri görünce panikledi, “Nereden çıktı bunlar” diyerek tepki gösterdi. İkili, kendilerini bekleyen araca binerek hızla uzaklaştı.
Spor Toto Süper Lig’in 29. haftasında oynanan Fenerbahçe-Medical Park Antalyaspor maçında açılan bir pankart şaşırttı.
Trabzonspor’un başarılı file bekçisi Onur Kıvrak, Eskişehirsporlu taraftarlarla atıştı. Kendisine laf atan kırmızı-siyahlılara karşılık veren bordo-mavili kaleci, önce sözlü olarak bunlara laf yetiştirdi, ardından da formasındaki Trabzonspor amblemini gösterdi. Onur’a, yedek kaleci Zeki’nin de eşlik ettiği görüldü.
Spor Toto Süper Lig’in 29. hafta maçında Fenerbahçe, konuk ettiği Medical Park Antalyaspor’u 4-1 mağlup ederek haftayı 3 puanla kapattı.
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanan ve hakem Süleyman Abay’ın düdük çaldığı maçta Fenerbahçe’ye galibiyeti getiren golleri 21. dakikada Caner Erkin, 38 ve 89. dakikalarda Michal Kadlec ve 90+4. dakikada da Moussa Sow kaydetti. Lig’de kalma mücadelesi veren Medical Park Antalyaspor’un tek golünü ise 31. dakikada Isaac Promise attı.
Bu sonuçla lider Fenerbahçe puanını 66′ya çıkarırken en yakın rakibi Beşiktaş’la arasındaki puan farkını da 12′ye çıkardı. Medical Park Antalyaspor ise 28 puanla 16. sırada kaldı.
Fenerbahçe: 4 – Medical Park Antalyaspor: 1
13. dakikada Tita’nın ceza alanı önünden kullandığı serbest vuruşta, savunmaya çarpan top üstten kornere gitti.
17. dakikada Mehmet Topuz’un sağdan ortasında, ceza alanı içinde müsait durumda bulunan Webo topu dokunamayınca, savunmada Serkan Balcı kafa vuruşuyla meşin yuvarlağı uzaklaştırdı.
21. dakikada ceza alanı dışından sağ çaprazdan serbest vuruş kullanan Caner Erkin, düzgün bir vuruşla meşin yuvarlağı direğin yanından ağlara göndererek, takımını 1-0 öne geçirdi.
31. dakikada ceza alanı dışından sağ çaprazdan bu kez Tita’nın kullandığı serbest atışta, ceza alanı içinde altıpasta Isaac kafa vuruşuyla topu filelere gönderdi: 1-1
37. dakikada sağdan ceza alanına giren Sow, topu ayağından açmasına karşın Giray Kaçar ve Boum meşin yuvarlağı birbirine bırakınca topa bir kez daha sahip oldu. Senegalli futbolcunun sağ çaprazdan vuruşunda, kaleci Hakan Arıkan meşin yuvarlağı kornere çeldi. Aynı dakikada sağdan Meireles’in kullandığı korner atışında, ceza alanı içinde Alves’in kafayla altı pasa indirdiği topu Kadlec, filelere gönderdi ve takımını bir kez daha öne geçirdi: 2-1
Kalan sürede sonuç değişmedi ve karşılaşmanın ilk yarısı 2-1 Fenerbahçe’nin üstünlüğüyle sona erdi.
49. dakikada Kuyt’ın ceza yayı içinden vuruşunda, meşin yuvarlak kaleci Hakan Arıkan’da kaldı.
62. dakikada ceza alanı dışından sol taraftan Vederson’un kullandığı serbest vuruşta, Meireles’in kafasından seken topu kaleci Volkan Demirel kornere tokatladı.
64. dakikada soldan Caner Erkin’in kullandığı korner atışında, ceza alanı içinde Kadlec’in kafa vuruşunda, kaleci Hakan Arıkan son anda dokunarak meşin yuvarlağı üstten kornere gönderdi.
71. dakikada Alper Potuk’un savunmanın arkasına attığı topla ceza alanı içinde kaleciyle karşı karşıya kalan Webo’nun kafa vuruşunda, meşin yuvarlak yandan auta çıktı.
74. dakikada soldan ceza alanına giren Vederson’un yerden sert ortasında, kale önünde Hasan Ali Kaldırım’ın müdahale ettiği topu Alper Potuk uzaklaştırdı.
89. dakikada Meireles’in soldan kullandığı korner atışında, ceza alanı içinde kaleci Hakan Arıkan tek elle müdahale ederek topu uzaklaştırmaya çalıştı. Ceza alanı içinde meşin yuvarlağı kontrol eden Kadlec, dönerek düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi ve kendisinin ikinci, takımının üçüncü golünü kaydetti: 3-1
90+3. dakikada Medical Park Antalyaspor’da Serkan Balcı, ikinci sarı karttan kırmızı kartla oyun dışında kaldı.
90+4. dakikada Kuyt’ın ara pasıyla ceza yayı üzerinde topla buluşan Sow, ceza alanına girerek, meşin yuvarlağı filelere gönderdi ve farkı 3′e çıkardı: 4-1
Lider Fenerbahçe, karşılaşmadan 4-1 galip ayrıldı.
Karşılaşma öncesi hafif bir sakatlığı da bulunan ve sol dizini direğe çarpan ve sahadan sedyeyle çıkarılan Diego Costa, ambulansla hastaneye götürüldü. Diego Costa’nın ayak kemiğinin kırılmış olabileceği öğrenildi.
Spor Toto Süper Lig’in 29.haftasında Fenerbahçe, Antalyaspor’u 4-1 mağlup ederek şampiyonluğa bir adım daha yaklaştı. Maçın ardından futbolcular taraftarı ile birlikte sevincini doyasıya yaşadı.
VOLKAN VE SOW ÇOCUĞU GERİ ALDI
Yeni stadyuma yeni yıldızlar almak için kolları sıvayan Beşiktaş Yönetimi, uzun süredir gündeminde tuttuğu Samuel Eto’o transferinde büyük bir engelle karşılaştı.
Bu transfer öncesinde bir mali araştırma yapan siyah-beyazlı kulübün, yıldız futbolcunun transfer etmesi durumunda 15-20 milyon euro arasında bir rakamı gözden çıkarılması gerektiği sonucuna vardı.
İki yıllık anlaşma üzerinden bir planlama yapan kulüp yönetimi, Kamerunlu oyuncunun evkirası, imza parası, araç temini, uçak biletleri, primleri ve bonuslarıyla birlikte astronomik bir rakama ulaşması nedeniyle, sponsor aracılığıyla transfer edilmesini gündeme aldı. Futbol Genel Direktörü Önder Özen’in de yüksek maliyet ve Eto’o'nun alacağı yıllık ücret nedeniyle takım içerisinde dengelerin bozulabileceği, bundan dolayı bu transfere karşı çıktığı öğrenildi.
Ligde Sivasspor’a mağlup olarak bir deplasman maçından daha eli boş dönen Galatasaray’da, teknik direktör Roberto Mancini’nin geleceği tartışılmaya başlandı. Sarı-Kırmızılı kulüpte, 49 yaşındaki çalıştırıcı ile sezon sonunda yolların ayrılması fikri ağır basıyor. Özellikle Şampiyonlar Ligi konusuna büyük önem veriliyor.
Eğer Aslan, ikincilik koltuğunu Beşiktaş’tan alamayıp, Devler Ligi’ne direkt katılma vizesini kaptırırsa,Mancini’nin gönderilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Ancak burada ciddi bir tazminat söz konusu. Zira tecrübeli hocaya senede 4.5 milyon Euro gibi yüksek bir ücret ödeniyor. Buna karşın Mancini’nin eski takımı İnter ve onun ezeli rakibi Milan’dan teklifler aldığı biliniyor.
Avrupa’nın zirvesinde Türk derbisi oynanırken F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım, sarı-lacivertli yöneticilerle birlikte Rusya’da tribündeki yerini aldı…
Ancak maç başlamadan önce bir grup G.Saraylı taraftar, Aziz Yıldırım’a küfürler etti, ardından da açtıkları pankartla sarı-lacivertli yönetimi çılgına çevirdi. Bu küfürleşmelere Aziz Yıldırım da katılırken yanında bulunan F.Bahçe Koleji Genel Müdürü Adnan Ersan, taraftarlara el hareketi çekti.
GÜVENLİK ÇIKARDI
Asıl kavganın ise devre arasında yaşandığı öne sürüldü… İlk yarıyı G.Saray Odeabank 42-29 önde bitirirken sarı-kırmızılıların iddiasına göre F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım, 10 kişiyle birlikte G.Saray soyunma odasına gelerek oyunculara ve teknik heyete “Sizin a… s…m” diyerek küfürler etti. Bu anda güvenlik görevlileri araya girdi ve Yıldırım ile yanındakileri zorlukla uzaklaştırdı.
Karşılaşmanın ardından da kavgalar bitmedi. Salonun dışında da Aziz Yıldırım ile bir grup G.Saray taraftarı arasında küfürler ve tartışmalar yaşandı.
Beyaz TV’de yayınlanan Beyaz Futbol programına telefon bağlantısıyla bağlanan Fenerbahçe Basın Sözcüsü Mahmut Uslu devre arasında yaşandığı iddia edilen Aziz Yıldırım’ın G.Saray soyunma odasını basmasını kesin bir dille yalanladı.
Bağış yapacağı fikrini finalden hemen önce açıklaması”Şampiyon olmak için duygu sömürüsü yapıyor”eleştirilerine neden olmuştu. Derya Büyükuncu 500 bin TL’lik ödülü aldıktan sonra ortadan yok oldu!
AMERİKA’YA YERLEŞMİŞ
Amerika’ya yerleştiği söylenen Derya Büyükuncu’nun telefonlarını da değiştirdiği söyleniyor. Survivor’ın yapımcısı Acun Medya’nın genel koordinatörü Ebru Atasav”Derya’ya 3 aydır ulaşamıyoruz. Paranın yarısını bağışlayacağı kontratta da yazılı. 1 hafta daha bekleyeceğiz ve hemen yasal yollara başvuracağız. Engellilerin parasını Derya’da bırakmayız. Dünyanın öteki ucuna da gitse bu parayı ödemek zorunda” dedi.
Orman, gündeme dair bir çok konu hakkında konuştu.
LONDRA’YA GİDECEĞİM AMA ETO’O İÇİN DEĞİL
Beşiktaş geçen sene başında Önder Özen’in gelmesiyle tam anlamıyla profesyonellik kazandı. Ben ve yönetici arkadaşlarımız onların yönlendirmesiyle hareket ediyoruz. Şuanda bize gelmiş herhangi bir rapor yok. Futbol Yönetimimiz eminim ki önümüzdeki senenin takımıyla alakalı çalışmalar yapıyor. Doğrudur Londra’ya gideceğim. Ama Londra’ya Eto’o için gitmicem. Yeni stadyum yapıyoruz. Yeni stadyum için yarı organik bir çim düşünüyoruz. Onu görücem. Stad Yönetimiyle ilgili bir şirketle görüşücem. Eto’o çok önemli bir isim. Ancak kimse büyük beklentiler içerisine girmesin. Beşiktaş’ın durumu güllük gülüstanlık bir gül bahçesi değil. Tabii ki ben de dahil olmak üzere yeni stad için seyredeceğimiz müthiş transferler istiyoruz.
VAART KONUSU ÖNÜME GELMEDİ
Van Dert Vaart’ın menajerinin ‘’Beşiktaş’la anlaştık’’ sözleri beni ve kurumumu pek ilgilendirmiyor. Herhangi bir oyuncu için önüme bir liste gelmedi. Biz ancak gerçekleştirme imkanımız olduğu zaman konuşuruz. Şuan öyle bir durum söz konusu değil.
FENERBAHÇE DERBİSİNDE GERGİNLİK YAŞANMAZ
Her derbinin kendine özgü havası olur. Ancak gerginlik olacağını zannetmiyorum. Derbi maçıyla E-Bilet uygulaması başlıyor. Hiçbir taşkınlık olacağını düşünmüyorum. Fenerbahçe ezeli rakibimiz edebi dostumuz.
HERKESİN KENDİNE GÖRE HESABI VAR
Başkan Orman, sosyal medyada Fenerbahçe ikincilik için Beşiktaş’ı istiyor iddialarına karşılık; ‘’Bunlar boş vakti çok olan insanların çıkardığı dedikodu. Elinde hesap makinası olan herkes bu durumun doğru olmadığını anlar. Herkesin kendine göre hesapları var.
MELO’NUN DAHA CENTİLMEN OLMASINI ÜMİT EDERİM
Melo benim oyuncum değil. Bir yorum yapmam doğru olmaz. Ancak bir sporsever olarak sahadaki davranışlardan rahatsız olmamam mümkün değil. Benim irademle çözeceğim bir durum yok. Benim oyuncum değil. Federasyon Başkanı değilim. Ona ceza veren kurum değilim. Melo’nun umarım daha centilmen bir oyuncu olmasını ümit ederim.
BİZ TRANSFERLERİMİZ 5+0+3’E GÖRE YAPTIK
Biz 5+0+3 kuralı konuşulduğunda Federasyon yetkilileriyle konuştuk. Israrcı mısınız dedik, bu kural değişir mi dedik. Bize hayır değişmez cevabı verildi. Bu sisteme göre en rahat transferi yapacak takım biziz. Ancak rakiplerimiz değil. Bu onların hatası. Onlar hata yaptı diye onları ödüllendirip kendimizi cezalandıracak değilim.
FERNANDES SÖZLEŞME YENİLEMEYECEĞİZ!
Fernandes’le kesinlikle sözleşmesini yenilemeyeceğim. Ne fiyat olursa olsun yenilemeyeceğim. Bizim sözleşmesini yenilemeye değer bulduğumuz bir oyuncu değil. Ve ilgilenmiyoruz. Almeida Beşiktaş’a uyum sağladı. Bundan sonrası Almeida’nın menajerleri ve ekibimizle olan görüşmelerdir. Netleşmediğine göre finale gelemediler. Gökhan Töre bizim evladımızdır. Biz ona yuvamızı açtık. Kariyerindeki en önemli çıkışını burada yaptı. Bizim onun üzerinde hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Gökhan’la ilk etapta anlaşmamız lazım. Biz sonra Rubin Kazan’la görüşürüz.
BEŞİKTAŞ İKİ SENE ÖNCE İFLAS ETMİŞTİ…
Demirören’in ‘’Fikret Orman’ın çalışmalarını takdirle izliyorum’’ açıklamalarına karşılık DemirörenBeşiktaş’a başkanlık yapmış bir isim. Beşiktaşlı biri. Ben de Beşiktaş için mücadele eden birisiyim. Arkadaşlarımla imkansızı imkanlı hale geçirmek için uğraşıyoruz. İki sene önce aldığımız kulüp iflas etmiş bir kulüptü. Şimdi ise her branşta borçlarımızı ödeyip borçlarımızı azalttık. Demirören’in söyledikleri hoşuma gitti. Takdir edilmek hoşuma gider.
HİBE KONUSU ÖNÜMÜZDEKİ HAFTALAR ÇÖZÜLEBİLİR
Biz sayın Demirören’le devamlı konuşuyoruz. Bu konunun çözülmesi gerektiğini söylüyoruz. Biz duruma çok yapıcı yaklaşıyoruz. Menfaatlerimiz gereği bu durumu çözmeliyiz. O da bizim dediklerimizi gayet iyi anladığını düşünüyorum. Bu konu önümüzdeki haftalar çözülecek gibi duruyor. Şartlar ne olur bu sonra ortaya çıkar.
BİLİC VE ÖNDER ÖZEN ARASINDA SORUN YOK…
Ben ve arkadaşlarımız Önder Özen’in patronuyuz. Bizim sorunumuz olursa sayın Özen zaten ayrılır. Şuana dek uyumlu bir şekilde gidiyoruz. Bunlar futbol camiasında olan şeyler. Biz mutlu bir aileyiz. Sorunları olan ancak sorunları çözebilen bir aileyiz. Ben hem Bilic hem Özen’le konuşuyorum. Bir problem olduğunu ne duydum ne hissettim.
BİLİC BEŞİKTAŞ’A İYİ UYUM SAĞLADI
Bilic Beşiktaş’a çok iyi bir uyum sağladı. Biz yapı olarak mütevazi bir kulübüz. Bütçe olarak değil hareket olarak. Bilic de çok mütevazi. Geçen derbiye gidip taraftarlarla fotoğraflar çektirdi. Camiayı da öğrendi. Şöyle düşünün Hırvat Milli Takımı’nı çalıştırdı ancak Hırvatistan nüfusu 4 milyon. Bizim ise 20 milyon taraftarımız var. Şuanda bir sıkıntı görmüyorum. Ancak futbolda çok uzun vadeli konuşmak doğru değildir. Biz iyi niyetli olarak söylüyorum hocamızı çok seviyoruz.
Real Madrid, G.Saraylı Alex Telles’in peşinde! İspanyol devinin ajandasında, Brezilyalı sol bekin de bulunduğu belirtilirken, kulübe yakın siteler bu gelişmeyi doğruladı. Real Madrid ile ilgili gelişmeleri duyuran Diario Bernabeu isimli internet sitesi şu satırlara imza attı:
LİSTEDE 6 İSİM
Real Madrid yeni sezon için bir sol bek arıyor. Çünkü Coentrao’nun Premier Lig’e gitmek gibi bir düşüncesi var. Adaylar arasında Alberto Moreno(Sevilla), Ashley Cole(Chelsea), Juan Bernat(Valencia), Alex Telles (Galata Saray), Ricardo Rodriguez(Wolfsburg) ve Guilherme Siqueira(Benfica) bulunuyor.
Avustralyalı oyuncu Nicole Kidman’ın makyajla tüm vücudu çürük ve morlukla kaplandı. ‘Strangerland’in çekimlerinde Kidman çamura bulanmış ve yaralı halde rol arkadaşı Joseph Fiennes’ın kolunda yürürken oldukça hırpalanmış görünüyordu.
46 yaşındaki güzel oyuncu rolü için saçlarını kahverengi yaptı. Güzel oyuncu filmde çocukları kaybolan bir anne olan Catherine Parker’ı canlandırıyor.
İngiliz basınından Daily Mail’in haberine göre Nicole Kidman çekimler için gittiği Avustralya’nın 2 bin nüfuslu Canowindra kentinde sıcak ve sempatik tavırları ile halkın da sevgisini kazandı.
Avustralyalı topmodel Miranda Kerr, 3 yaşındaki oğlu Flynn ile birlikte New York’ta alışveriş turuna çıktı. 6 ay önce ABD’li aktör eşi Orlando Bloom’dan boşanan 30 yaşındaki model, ayrılık hakkında ilk kez konuştu. Kerr, “Evliliğimizin sürmesi Flynn’in mutsuz olmasına yol açacaktı. Orlando gerçekten harika bir baba. Ona sahip olduğum için çok şanslıyım ama her şey oğlum için” dedi.
“Son derece sağlıklıyım, bu haberleri kimler yapıyor bilemiyorum” diyen sanatçı, yakında turneye çıkacağını söyledi:“Bomba gibi geliyorum.
Önümüzdeki ay Avrupa turnesine çıkacağım, şimdi konserlere hazırlanıyorum. Her gün düzenli olarak sporumu yapıyorum. Ayrıca beni dolandıran şahıs yakalandığı için de çok mutluyum.”
Tanem Sivar kızı olursa “Ne yersen osun… İstediğin kadar kozmetik kullan, makyaj yap, fark etmez. Yediğin ve içtiğinin doğallığı her şeyden önemli. İleride bir kızım olursa, ona ‘Doğallıktan ve doğadan uzak kalma’ derim.” tavsiyesinde buluncağını söyledi.
İlk kez Cumartesi Sürprizi’nde ekrana gelen görüntüdeki “tütü”nün yeni sahibi sosyal medyanın fenomen ismi Hakan Kakız oldu.
Hülya Avşar, eteği Hakan Kakız’a hediye ederken, “Tütüme iyi bak” dedi.
10 yıldır lisanslı olarak tenis oynayan sempatik sunucu Hakan Kakız, Hülya Avşar’ın hediye ettiği “tütü”yle poz vererek Instagram ve Twitter’da olay yarattı..
İŞTE HÜLYA AVŞAR’IN “TÜTÜ”LÜ TENİS MAÇININ GÖRÜNTÜLERİ
Endülüs atlarının gösterisi ‘Lord of The Horses’ Anadolu yakasındaki Ora Arena’daydı. Ayakta alkışlanan gösterinin izleyicileri arasında Halit Ergenç ve oğlu Ali de vardı. Gösterinin ilk yarısını pür dikkat izleyen Ali, verilen arada atlar için özel hazırlanan arenayı da yakından inceledi.
Ama çocuk bu… Gösterinin ikinci yarısında uykusuna yenilen Ali, ışıklı-müzikli şova rağmen babasının kucağında mışıl mışıl uykuya daldı.
Gösterinin finalini beklemeden kalkan Ergenç, gösteriyi çok beğendiklerini söyledi.
Türkiye’de bir şehir ayaklanmaları kültürü oluştuğunu belirten Harvey’e göre, her an ikinci bir Gezi yaşanabilir.Profesör Harvey’le BBC Türkçe’den Beril Eski konuştu.Türkiye’de bir şehir ayaklanmaları kültürü oluştuğunu belirten Harvey, “Her an ikinci bir Gezi yaşanabilir” değerlendirmesinde bulundu.
İşte o söyleşi:
Profesör David Harvey’e göre dünyada bir volkan etkisi yaşanıyor, ne zaman hangi şehirde bir ayaklanma çıkacağı öngörülemiyor. Ama Prof. Harvey, ayaklanmaların devam edeceğini düşünüyor. Çünkü ona göre insanların çoğu, dünyanın gidişatından memnun değil.
Bugün, dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor. HABİTAT, 2010 yılında yayımladığı raporda bu oranın 2050 yılında yüzde 70′e çıkacağını belirtiyor.
Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi’nin 2013′te yayımladığı rapora göreyse, 2050 yılında 6 milyardan fazla insanın şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor.
Kentleşme süreci ve kentlere göç hızla devam ederken, son yıllarda kent eylemleri yaygınlaşıyor. Geçen yıl İstanbul ve Rio ve Hamburg’da bu yıl ise Stockholm, Kiev ve Caracas’ta oldukça hareketli günler yaşandı.
Şehirlerde ne oluyor? İnsanlar neden ayaklanıyor? Ayaklanmalar siyasete ne kadar yansıyor? Bütün bu soruları, akademik dünyada özellikle “kent hakkı” ve “kent politikaları” üzerine yazdıklarıyla tanınan, New York Şehir Üniversitesi öğretim görevlisi Profesör David Harvey’e yönelttik.
Profesör Harvey, sizce Gezi protestoları neden İstanbul’da küçük bir parkta başladı?
Gezi Parkı İstanbul için sembolik bir merkez. Birçok insan o parktan geçmiştir. Taksim’in de hemen yanında. Aslında Gezi Parkı şehrin kalbi. Ve şehrin kalbindeki, insanların tanıdığı bir yeri yok etme önerisi pek çok insanı kızdırdı. Parkı korumak için eylem yapmalarına hiç şaşırmadım.
Çevre eylemi olarak başlayan Gezi protestoları neden kitlesel bir harekete dönüştü?
Bence bu, nüfusun önemli bir kısmının memnuniyetsizliğinin göstergesiydi. İnsanlar bir tür otoriter tavırlar sergileyen hükümetin davranışlarına karşı huzursuzluklarını ortaya koydular. Yapılan uygulamalarda kendilerine danışılmamasına tepki gösterdiler. Siyasi sürecin kendilerini gerçekten temsil etmediğini düşünen insanlar, kendilerini temsil edecek bir yol aradılar ve bu yol, sokağa çıkmaktı.
Gezi protestolarından hemen önce İstanbul’daydınız. Son olarak yerel seçimlerden önce de İstanbul’a gittiniz. Şehirdeki gözleminiz neydi?
İstanbul’un bir inşaat bombardımanı altında olduğu ve insanların yerinden edildiğini gördüm. Dolayısıyla pek çok aksaklık yaşanıyor. Görüştüğüm insanların çoğu da mahallelerinin yok edilmesinden ve alışveriş merkezleri yapılmasından rahatsızlığını dile getirdi. O nedenle bazılarının “Bu değişim çok hızlı, yavaşlayın” diyerek itiraz etmesi beklenen bir şeydi. Gezi, oradayken gözlemlediğim “çok hızlı kentleşiyoruz, dikkat etmemiz lazım” atmosferine denk gelen bir hareketti.
‘Gezi, polis tavrı nedeniyle büyüdü’
Hızlı kentleşmenin etkisinden bahsettiniz. Türkiye’deki büyük kentsel dönüşüm projeleri de Gezi’yi tetikledi mi?
Bence asıl sebebi hızlı kentleşme. Bu inşaat patlamasına rağmen, pek çok insan hala barınma ihtiyacını karşılayamıyor. İstanbul’da binlerce, binlerce boş apartman olduğunu ama aynı zamanda düşük gelirli kesimin barınma ihtiyacını karşılayamadığını duydum. Bazı düşük gelirli toplulukların şehir merkezinden 30 kilometre öteye gönderildiğini söylediler. Bu çok istikrarsız bir durum. Dolayısıyla insanların bunu çok saçma bulması, başka bir şey yapmak istediklerini söylemelerini anlayabiliyorum.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Gezi protestolarının Türkiye’de demokrasinin göstergesi olduğunu söylemişti. Kendisine katılıyor musunuz?
İlk başlarda demokrasiye dair izler vardı. Ama polis müdahalesi başladığında ve orantısız güç kullanıldığında, yaşananlar demokrasiden ziyade otoriterliğin göstergesi haline geldi. Bence pek çok kişi yeni bir tür siyaset yapma peşindeydi. Ancak ortaya çıkan demokrasi eksikliği oldu.
Kent ayaklanmalarının hükümetler için giderek büyüyen bir sorun haline geleceğini iddia ediyorsunuz. Hükümetler bunları nasıl kontrol edecek?
Şehirdeki düzeni korumak için gözaltı ve kontrol tedbirlerine yeni düzenlemeler getirildiğini görüyoruz. New York’taki “Occupy Wall Street” hareketinde bile polisin orantısız güç kullandığına şahit olduk. Bence Gezi’de de yaşanan ve daha fazla insanın katılmasına sebep olan polisin orantısız güç kullanmasıydı. Bazen polisin tavrı, asıl sorun kadar büyük bir sorun haline gelebiliyor.
‘Aşırı sağ, siyasi tıkanıklık nedeniyle yükseliyor’
Dünyanın pek çok farklı şehrinde de ayaklanmalar oldu. Rio, Hamburg, Stockholm, Kiev… Sizce dünyada neler oluyor?
İnsanların daha sık sokağa çıkıyor olmaları bence çok ilginç bir durum. Her bir bölgede, şehirde, sorunların farklı olduğunu görüyorsunuz. İnsanlar siyasi süreçte temsil edilmediklerini düşünüyorlar ve yeni bir tür siyaset yapmak istiyorlar. Bu ise sokağa çıkmak ve protesto etmekle mümkün. Son 15 yıla bakarsanız, buna benzer pek çok ayaklanma görebilirsiniz. Mesela Londra’da birkaç yıl önce büyük bir ayaklanma olmuştu. Dünyada bu tür ayaklanmalar daha sık yaşanır hale geliyor ve bir şeylerin yanlış gittiğine işaret ediyor. Ama art arda bu kadar şehir ayaklanmasını ben de tam olarak açıklayamıyorum.
Bu ayaklanmaların ortak noktaları var mı?
Genel bir memnuniyetsizlik atmosferi var. Farklı ülkelerde “Sizce dünya iyiye mi gidiyor?” diye sorarsanız, birçok insandan “Hayır, kötüye gidiyor” cevabını alırsınız. İnsanlar iyiye giden yolun ne olması gerektiğini bilmiyor ama kötüye gidişatın farkındalar. Bence Rio’da, İstanbul’da ve diğer yerlerde gördüğümüz ayaklanmaların ortak noktası bu.
İnsanların yeni bir tür siyaset yapmak istediğini söylüyorsunuz ama Avrupa’daki seçimlerde sağ kanat yükseliyor. Keza Türkiye’de de Gezi protestolarında hükümet eleştirildi ancak son seçimlerde AKP oyların yüzde 45′ini aldı.
Yeni tür siyaset yapmak, sola kanada veya sağ kanada yakın olarak tezahür edebilir. Özellikle Avrupa’da faşist partilerin daha da önemli hale geldiğini görüyoruz. Mesela Yunanistan’da Altın Şafak Partisi, Fransa’da Marine Le Pen (aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi’nin başkanı). Aslında bu da geleneksel siyasi süreçlerin çok da iyi işlemediğine, insanların ihtiyaç ve isteklerine yanıt vermediğine işaret ediyor.
‘Türkiye’de şehir eylemleri geleneği oluşuyor’
Hewsel bahçelerine gittiniz. Orada ne gözlemlediniz?
Oradaki Kürt gençlerinin çevre için örgütlenmesinden çok etkilendim. Gözlemlediğim, daha önce çevresel bir konuda bir araya gelmedikleriydi. Bence Hewsel’de yaptıkları, Gezi’de de yapılmaya çalışılan şeydi. Her ikisinde de çevresel bir bakış vardı. Yeni bir siyaset deniyorlardı. Gezi’den çok etkilenmişlerdi.
İleride yeniden Gezi benzeri bir kitlesel hareket yaşanır mı?
Bence benzer hareketleri dünyada da görüyoruz. Gezi, Türkiye’de daha önce yaşanmamış bir kitlesel hareket. Ama bir kere yaşandıktan sonra, her an tekrarlanabilir. Şu anda insanlarda ortak bir hafıza var, fark edilen ve etkili olan bir şeyler yaptıklarını hatırlıyorlar. İleride Gezi’yi taklit eden ayaklanmalar göreceğimizi düşünüyorum. Gezi’deki genç çocuk öldüğünde (Berkin Elvan), pek çok farklı şehirde eylemler oldu, bir volkan etkisi yarattı. Sadece İstanbul’da değil, Ankara’da, İzmir’de… Dolayısıyla Türkiye’de şehir ayaklanmaları geleneği oluşmaya başladı. Ayaklanmaların devam ettiğini görmek beni hiç şaşırtmaz.
Siz Gezi protestolarının etkili olmasını “şehrin kalbinde yer alan” bir eylem olmasına bağlıyorsunuz. Ancak Türkiye’de son dönemde yürüyüş ve toplu gösterilerin şehir merkezine uzak alanlarda yapılması gündemde.
Bence eylemlerin merkezi bir yerde yapılması çok önemli. New York’taki “Occupy hareketi” de Wall Street’in etrafındayken sürekli basındaydı ve gerçek bir etkisi olmuştu. Ama merkezden dışarı atıldığında, şehre uzak bölgelere görünmez hale geldi ve kayboldu. Arkasından New York’ta Sandy fırtınası yaşandı. Occupy Wall Street, fırtına sonrasında en çok zarar gören mahallelerde aktif bir şekilde yardım çalışmalarına katıldı. Ama şehre uzak oldukları için çoğu insan bunu fark etmedi ve politik etkileri azaldı. Dolayısıyla şehrin yapısı çok önemli. Şehirdeki alanlar, siyasi aktivizm alanlarına dönüştürülüyor. Bu kitle hareketlerinin bir tür coğrafi boyutu olarak da görülebilir. İnsanların merkezden uzaklaştırılması, muhalefetin yayılmasını önlemek ve etkisini azaltmak için izlenen bir yol.
Zor bir süreç
4 aylık hamile oyuncu Hande Ataizi, ‘Zor bir süreçten geçiyorum. Herşeye dikkat etmeye çalışıyorum. Aldığım gıdaları da dikkatli seçiyorum. Balık çok faydalı haftanın iki günü kesinlikle yemeye çalışıyorum. Hem benim için hemde bebek için kendime çok dikkat etmem lazım’ dedi.
Ünlü oyuncu Johnny Depp bir cinayet davasında zanlının akli dengesinin yerinde olmadığına dair tanıklık yapmak üzere mahkemeye çağrıldı.
Katil zanlısı Nancy Lekon 2009 yılında ABD’nin Los Angeles eyaletinde 25 yaşında bir kadını Cadillac marka bir limuzinle ezerek öldürmüş ve polise, “Olay yerine erkek arkadaşı Johnny Depp ile buluşmak için geldiğini” söylemişti.
Lekon’un avukatı müvekkilinin ünlü yıldızla bir ilişki yaşadığını zannediyor oluşunun akli dengesinin yerinde olmadığını kanıtladığını ve Depp’in ifadesinin dava için büyük önem taşıdığını iddia etti. Lekon bu ayın sonunda hakim karşısına çıkacak.
Önder tarafından verilen soru önergesi şöyle: “Sinema Filmlerini Değerlendirme ve Sınıflandırma Üst Kurulu 14 Mart 2014′te vizyona girmesi beklenen Lars von Trier’in ‘Nymphomaniac’ adlı filmi hakkında “ticari dolaşıma ve gösterime giremez” kararı vererek filmi yasaklamıştır.
Filmin yasaklanma gerekçesi ilgili yönetmeliğin 11. Maddesi’ne (“Bakanlık bünyesinde oluşturulan Kurullar sinema filmlerini gösterim ve iletim biçimlerini de dikkate almak suretiyle kamu düzeni, genel ahlak, küçüklerin ve gençlerin ruh ve beden sağlığının korunması, insan onuruna uygunluk ve Anayasada öngörülen diğer ilkeler doğrultusunda değerlendirir”) dayandırılarak verilmiştir.
Bu bağlamda;
-Filmin yasaklanma gerekçesinin dayandırıldığı madde Kurul üyeleri tarafından nasıl yorumlanmıştır ve filmin bu maddede belirtilen ilkelere aykırılığı nasıl tespit edilmiştir? Bu karar verilirken gözetilen ölçütler nelerdir?
-Filme +18 yaş sınırlanması getirilebilecekken filmin ticari gösterimi ve dolaşımı yasaklanmıştır. Kurul filmin reşit olan bireyler için hangi açıdan sakıncalı olduğuna karar vermiştir?
-Kurul’un sanatta ifade özgürlüğü hakkını korumak yükümlülüğü var mıdır? Varsa bu hakkı nasıl korumaktadır?
-Kurul bir değerlendirme ve sınıflandırma kurulu yerine bir sansür kurulu olarak mı işlemektedir?”
Bu yıl beyazperde de yerli film izleyen her 10 seyirciden 9’u ‘kahkaha’ atmayı tercih etti. 17 milyon seyirci yerli komedi filmlerine giderek 176 milyon 120 bin TL’lik bilet satın aldı.
Nisan zirvesi
Film Yapımcıları Meslek Birliği (FİYAB) Başkanı Metin Tunçtürk, gişe yapan filmlerin özellikle komedilerden oluşmasını toplumun son zamanlardaki gerginliğinden kaynaklandığını ifade etti. Tunçtürk, “Toplum siyasi, toplumsal ve ekonomik anlamda gergin ve rahatlamak istiyor. Bunun da yolunu sinemaya gidip kahkaha atmakta buluyor. Bu yılın sonuna kadar beyazperdede seyirci sayısı 75-80 milyonu bulur” diye konuştu.
Haftalık veriler de siyasi gerginlikten sıkılanların sinemada nefes almak istediklerini ortaya koyuyor. Yılın son çeyreğinde vizyona girecek olan Türk filmleri ile büyük bir gişe patlaması beklendiğini aktaran Box Office Türkiye’nin Sahibi Tolga Akıncı ise “Bunda da en büyük dayanağım, nisan ayındaki seyirci artışı. Nisan genelde sektörde küçümsenir. Ancak nisanın ilk hafta sonu bugüne kadar tüm nisan ayları içinde en yüksek seyircinin sinemaya gittiği dönem oldu” dedi.
Komedi ilk 5’e yerleşti
Yılın ilk 13 haftasında en fazla izlenen ilk 10 filmin 6’sı yerli komedi oldu. Listede ilk 4’te sırasıyla Recep İvedik 4, Eyyvah Eyvah 3, Düğün Dernek, Patron Mutlu Son İstiyor filmleri yer aldı. En fazla izlenen beşinci film ise animasyon çizgi film Karlar Ülkesi oldu. Yabancı filmlerin payı bu dönemde her zamankinden çok daha azdı. İlk çeyrekte sadece 6 milyon seyirci yabancı film tercih ederken, yaklaşık her 5 seyirciden biri ‘Karlar Ülkesi’ni izledi.
Recep İvedik 4, rekoru devraldı
Bu yılın ilk çeyreğinde en çok seyrici toplayan film Recep İvedik 4 oldu. Film vizyona girdiği 7 haftadan bu yana 6 milyon 912 bin 803 izleyiciyle en çok izlenen film rekorunu Düğün Dernek’ten devraldı. Düğün Dernek vizyona çıktığı 6 Aralık’tan bu yana 6 milyon 880 bin 917 kişi tarafından seyredildi.s
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenen ‘Kutlu Doğum Haftası’ programındaki konuşması sırasında elektrikler kesildi.
Erdoğan’ın konuşmasına bir süre ara vermek zorunda kaldığı kesintisi üzerine, 30 Mart seçimleri sırasında yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın yaptığı, “trafoya kedi girdi” açıklamasının ardından yapılan “Kedidir kedi”, “kedi lobisi” esprileri tekrar gündeme geldi.
İşte o tweet’ler:
Osman Nuri Cerit: Erdoğan konuşurken elektrik kesildi, kedi yanlış trafoya girdi heralde…
Füsun Sarıgül: Başbakan konuşurken elektrik kesilmiş,buna rağmen paralel bir kedi yapılanması yok diyorsanız ayıp edersiniz artık.
Behram Gök: Başbakan konuşurken elektrikler kesilmesinden sonra,elektrik telleri ve barajlardaki paralel su yapılarına karşı operasyonlar başladı..
Serhat Gülen: Başbakan Erdoğan konuşurken elektrik gitmiş kedinin biri yine trafoya girmiştir kesin. Sayın Başbakan kedi lobisidir.
Kasketli: Bugün Başbakan Erdoğanın katıldığı Kutlu Doğum Haftası ile ilgili programda bir süre elektrik kesintisi olmuş Gün gelir devran döner! /Kedi/
Şevval Kavasoğlu: Başbakan konuşurken elektrik kesilmiş.. Ak kedi ler , ah kediler. Bizde yedik
Fatih Akalan: Başbakan konuşurken elektrikler gitti. Trafoya kedi girmiş olabilir.
Ayda Sahar: Trafoya kedi sokan paraleller Erdoğan’ın konuşmasınıda sabote ederek elektriği kestiler! Bu Anaysanın hangi maddesine sığar?
Fethullah Gülen, hükümet- cemaat ilişkilerinin gerilmesinin ardından kendisi ve cemaat hakkındaki haberlerinden dolayı hükümete yakın birçok gazeteye ve gazeteciye dava açmıştı.
Gülen’in dava açtığı isimler arasında yer alan Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir bu duruma Twitter hesabından tepki gösterdi.
Açılan davanın tebliğ kağıdının gazeteye değil evine gelmesine ve 3 gün içinde ifade vermeye gitmezse savcılığın yakalama kararı çıkartacak olmasına tepki gösteren Yükselir Twitter’da şu mesajları yayınladı:
Halk TV’de yayınlanan ‘Halk Arenası’ programını sunan ünlü gazeteci Uğur Dündar programın konusuyla ilgili konuğu CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’den görüş almak isterken dili sürçtü ve İnce’ye ‘Muharrem Hanım’ diye hitap etti.
Bu gafın ardından Dündar ve izleyiciler gülme krizibe girdi.
Muharrem İnce bu gafı son derece normal karşılayarak ‘Sakıncası yok’ şeklinde karşılık verdi.
İşte o komik gafı izlemek için tıklayınız
YÖK, türban takarak Türkiye’nin gündemine gelen Dicle Üniversitesi rektörü Ayşegül Jale Saraç ile ilgili iddialar üzerine inceleme başlatacak. Saraç hakkında inceleme ve soruşturma açılacağı ve gerek görüldüğü taktirde görevden alınması için düğmeye basılacağı öğrenildi.
Devlet üniversitelerindeki rektörlerin görevlerine, YÖK Denetleme Kurulu soruşturması ve ”Görevden alma” teklifinin kabul edilmesi halinde son verilebiliyor. Bu konudaki rapor ve teklif, YÖK Genel Kurulunca kabul edilirse, Cumhurbaşkanına öneride bulunuluyor. Görevden alma Cumhurbaşkanının onayı ile gerçekleşiyor. YÖK Disiplin yönetmeliğinin yanı sıra bir süre önce çıkarılan 6528 sayılı Milli Eğitim Teşkilat kanununda da rektör-öğretim üyelerinin görevden alınması ve meslekten çıkarılmalarına yönelik düzenlemeler bulunuyor.
Saraç hakkındaki iddialar AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten tarafından gündeme getirildi. Üniversitede yolsuzluk ve usulsüzlüklerin olduğunu iddia eden İçten, savcılığa suç duyurusunda da bulunacağını belirterek, Saraç’ı istifaya davet etti. İçten, rektör Saraç’ın görevde getirildikten sonra kendisine oy vermeyenleri üniversiteden uzaklaştırdığını, ve ”Pensilvanya’dan emir aldığını” öne sürdü. Seçimlerde 3. sıradan çıkan ve 2007′de de AKP milletvekili adayı olan Saraç, Cumhurbaşkanı Gül tarafından rektörlüğe atanmıştı.
Yazar ve müzisyen Tuna Kiremitçi, dün akşam tüm sevenlerine önemli bir sürpriz yaptı. Tuna Kiremitçi tekrar nikah masasına oturarak, 3. kez evlendi. Daha önce İclal Aydın ile de bir evlilik yaşayan yazar Tuna Kiremitçi, pilates eğitmeni Gamze Elgin ile evlendi.
Yazar Tuna Kiremitçi, yazıları, kitapları, müzik hayatı kadar aşk hayatı ile de gündemde olan bir isim. Daha önce 2 kere evlenen Tuna Kiremitçi tekrar nikah masasına oturdu. Dün akşam Beyoğlu Roxy Beyoğlu Roxy Clup’ta pilates eğitmeni Gamze Elgin ile evlendi. Tuna Kiremitçi’nin daha önce Bulgar yazar Ludmila Filipova olan ilişkisi de çok konuşulmuştu.
Kanal D’de Çarşamba akşamları ekrana gelen Ankara’nın Dikmen’i dizisinden ayrılık haberi geldi.
Yapımcılığını ve senaristliğini Gani Müjde’nin yaptığı, başrollerini Bülent Emrah Parlak, Burak Kut, Gözde Kansu ve Nurseli İdiz’in paylaştığı Kanal D’nin sevilen dizisi “Ankara’nın Dikmen’i”nde sürpriz bir ayrılık yaşandı. Dizide Dilek karakterini canlandıran Nurseli İdiz, sürpriz bir şekilde diziden ayrıldı.
İdiz’den boşalan koltuğu ise, “Sıdıka”, “Bizim Evin Halleri”, “Melekler Korusun” başta olmak üzere çeşitli dizilerde rol almış ve son olarak “Hayat Devam Ediyor” dizisiyle ekranlarda olan usta oyuncu Şebnem Gürsoy dolduracak. Gürsoy, 16 Nisan Çarşamba günü yayınlanacak olan 6. bölüm ile birlikte izleyicinin karşısına çıkacak.
İşte Altaylı’nın o yazısı
“Sanal âlem takipçileri ve seçim öncesi gelişmelerle ilgilenenler, Fuatavni isimli Twitter hesabından mutlaka haberdardırlar.
Seçim öncesi iktidar partisini hayli rahatsız eden bu hesapla ilgili uzun zamandır epey bir komplo teorisi üretilip duruyor ve herkes bu Twitter hesabının arkasındaki gerçek kimliği merak ediyordu.
Bu hesapta yazılanlar bazen o kadar “içeriden bilgi” kokuyordu ki, bu hesabın arkasındaki kimliği bulmaya çalışanların gözü hep AK Parti yönetimine yakın çevrelerin üzerindeydi.
“Acaba parti içinde bir köstebek mi var?” bile deniliyordu.
Fuatavni hesabıyla ilgili “kimlik tespit çalışmaları” en sonunda öyle bir yere geldi ki, Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın düzenlediği bir basın toplantısında muhabirin biri, Arınç’a ”Fuatavni siz misiniz?” diye sordu.
Bülent Bey, artık iyice oturttuğu yumuşak tavrıyla bu soruyu zarif bir biçimde geçiştirdi, ama hâlâ pek çokları Fuatavni’nin kim olduğunu bulmaya çalışıyor.
İktidara yakın medya ise Twitter’daki Fuatavni hesabını Zaman Gazetesi’ndeki bazı editörlere yakıştırıyor ve bazı isimler ortaya atıyor.
Fuatavni’nin durumunu bir nebze olsun deşifre eden ise ne iktidara yakın medya, ne MİT, ne de TİB oldu.
Tam aksine Fuatavni hakkında şimdiye dek elde edilmiş en somut bilgi Twitter sayesinde ortaya çıktı. Ne var ki, Fuatavni’nin Tükiye’de açılmış bir hesap olmadığı ve Türkiye’den yönetilmediği Twitter tarafından deşifre edildi.
Biliyorsunuz, Twitter Amerika ve Avrupa’dan başlayarak hesaplara yeni bir görünüm veriyor, aynı Facebook zaman tüneli gibi. Twitter’ın bu yenileme çalışması sırasında “Fuatavni” hesabı da yeni görünüme geçiverdi.
Türkiye’deki twit hesapları henüz bu görünüme geçmediği için de Fuatavni’nin “yurtdışı” menşeli olduğu ortaya çıkmış oldu.”
Feryal Gülman, boşanma aşamasındaki eşi Kemal Gülman’ı savcılığa şikayet edip ”Eşim, tanıdıklarımı arayıp ‘Bizim evdeki eşyalar satışa çıkarsa sakın almayın’ diyor, davacıyım”demişti.
Savcılık, davayı reddetti.
İki güzelle birlikte bir kafede 3 saat keyifli anlar yaşayan şarkıcının neşesi basını görünce kaçtı. Objektiflerden rahatsız olunca mekandan ayrılan Bonomo, çıkışta ”Didem Hanım bayanları tanıyor mu?” sorusu karşısında sessiz kalmayı tercih etti.
Gazetecilerin markajından kurtulamayan ve bayan hayranlarıyla vedalaşmak zorunda kalan Can Bonomo, ”Didem Hanım’la ayrıldınız mı?” sorusuna ise ”Yok artık. Henüz değil” diyerek ilginç cevabıyla kafaları karıştırdı.
‘Üstüme gelmeyin’
Kendisine eşlik eden arkadaşıyla sohbet ederken yanlarına gelen ve sohbeti bölen müzisyenler dolayısıyla oldukça gerilen Yalçın, kendilerini görüntüleyen muhabirlerin röportaj talebini de“Çok gerginim, üstüme gelmeyin. Fotoğrafımı çekerken sormadınız, şimdi de çıkıp karşıma röportaj diyorsunuz. Bir şey sormayın. İstemiyorum” sözleri ile geri çevirdi.
Gazeteciler ayrılırken asabi tutumunu sürdüren Yalçın, mekân personelini “Bunları sokağa neden sokuyorsunuz?” diyerek azarladı.
Tiyatrocular Sümer Tilmaç, Sinan Benginer, Akasya Asıltürkmen, Ender Gülçiçek, Esin Gündoğdu ve Ahmet Çevik, Malatya’da hayranları ile sohbet toplantısına katıldılar.
Malatyapark AVM’de düzenlene sohbet etkinliğinde konuşan Sanatçı Sümer Tilmaç, ”Akılsız tiyatrocu olmaz, akılsız oyuncu olmaz. Akılsız siyaset adamı olur da, tiyatrocu olmuyor” dedi.
Sanatçıların neden sürekli boşandıkları ve evliliklerini sürdüremedikleri ile ilgili bir soruya yanıt veren Sümer Tilmaç, ”Ben iki kere yaptım o işi. Bir daha yemin ediyorum yapmayacağım, tövbe ettim. Hanımlar çok zeki ve çok akıllı. Bizim onlar kadar aklımız olmadığı için bizi peynir ekmek gibi yiyorlar. Yediler, bitirdiler yani. Sonra da böyle gittiğimiz yerde tabii birden bire sizin gibi güzel insanlar görünce evdekilerin şeyi kalmıyor, yani öyle”şeklinde cevap verdi.
Tilmaç, ”Herkes boşanıyor, hakim de boşanıyor, avukat da, doktor da, bunların hepsi de boşanıyorlar. Bizim işimizde biraz ön planda olmaktan, dedikoduya müsait işler yaptığımızdan kaynaklı. Ama ben bu kadar zamandır bu işi yapıyorum, benimle ilgili çok dedikodu olduğunu da tahmin etmiyorum” ifadelerini kaydetti.
İngiliz bir iç çamaşırı markası, yaklaşık bin kadın ve erkeğe ‘kusursuz vücut nasıl olur’ sorusunu yöneltti. Ankette, ünlülerden seçenekler sunularak, katılımcılardan buradan kendilerine en kusursuz gelen vücutlar oluşturmaları istendi.
Anket, kadın ve erkeklerin birbirinden farklı verdiği cevaplarla dikkat çekti.
Erkeklere göre kusursuz kadında, Megan Fox’un yüzü, Kim Kardashian’ın göğüsleri, Michelle Keegan’ın karın bölgesi, Kelly Brook’un kalçaları, Scarlett Johansson’un saçları ve Rose Huntington Whitley’nin bacakları bulunuyor.
Kadınların verdiği cevap ise farklı. Kadınların göre ‘kusursuz kadın’ tercihinde, Cara Delevingne’nin yüzü, Jennifer Aniston’ın göğüsleri, Gwyneth Paltrow’un karın bölgesi, Emma Watson’ın kalçaları, Kate Middleton’ın saçları ve Elle MacPerson’ın bacaklarını bulunuyor.
“Ankara’nın Dikmen’i” dizisinin başrol oyuncusu Bülent Emrah Parlak, çekimler sırasında köpek saldırısına uğradı.
Senaryo gereği bir grup köpeği dolaştırması gereken oyuncu, 5-6 köpek tarafından sol bacağının arkasından ısırıldı.
Olay üzerine çekimler bir günlüğüne tatil edilirken, Parlak ise tedavi için İtalyan Hastanesi’ne kaldırıldı.
Son oyunu ‘Kalp Düğümü’ ile tiyatroseverlerin büyük beğenisini kazanan oyncu Melisa Sözen yeni bir dizi projesiyle ekranlarda da olacak.
Şubat dizisinden sonra televizyona ara verensanatçı Sermiyan Midyat’In yazdığı ‘Analı Oğullu’ dizisinde rol alacak.
“SEYİRCİM BENİ BEĞENECEK”
Sözen dizi hakkında “Sermiyan Midyat’ın yazdığı ‘Analı Oğullu’ adlı dizide Sermiyan Midyat’la oynuyorum. İnşallah seyircim beni yine beğenecek. Sit-com’da Mardin’den İstanbul’a göç eden bir ailenin hikayesi esprili bir dille anlatılıyor.
Dizide Sermiyan Midyat ve benim yanım sıra Sera Tokdemir, Durul Bazan, Gülhan Tekin, Murat Başoğlu, Devrim Yakut ve Köksal Engür gibi oyuncular yer alıyor” açıklamasında bulundu.
Bir kaç saat dolaşan Yılmaz, Porsche marka arabasını almaya gelirken yoldan geçen birisinin ’Büyüksün baba’ diyerek seslenmesine ’Her zaman baba’ şeklinde cevap verdi.
Yeni filminin kamera arkası görüntülerini çektiğini de belirten Yılmaz ’Geliyoruz bakalım’ dedi. Yılmaz, arabasının arka tekerleklerini de valelere kontrol ettirdi. Yılmaz ’Sürekli iniyorlar ayar oluyorum’ dedi.
İşadamı Sinan Serter’le 7 yıllık evliliğini 2013′te sonlandıran Özlem Yıldız, yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Boşandıktan sonra kendisini işine adayan Yıldız, “Bir erkeğe merhaba derken bile artık çekiniyorum” diyerek kaygısını dile getirdi.
“ÇAPKINLAR PEŞİME DÜŞTÜ”
Ekranlara dönüş yapan güzel sunucu sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem boşanmış hem de ünlü olmak Türkiye’de iki defa zor. Boşandığımdan beri topu topu iki defa çıktım, onlarda da manşet oldum. Bekar olduğum için çapkınlar da peşime düştü.”
Anneannesi Hülya Koçyiğit’in Londra da merdivenlerden düşüp kalça kemiğini kırdıktan sonra İstanbul’a gelip evde istirahat ettiğini söyleyen Alkoçlar “Anneannem evde yatıyor. İnşallah çabuk iyileşip aramıza katılır” dedi.
Raya Organik firmasıyla ilgilendiğini belirten Neslişah Alkoçlar “Evden işe, işten eve koşturuyorum. Ben anneannem ve annem gibi hiçbir zaman oyunculuk düşünmedim. Ticaret yapıyorum belki de ondan. Engin’le ilişkimiz çok güzel gidiyor. Ağustos’ta düğünümüz olacak. Kır düğünü mü olur, saray düğünü mü olur hiçbir fikrimiz yok, ortak karar alacağız” dedi. Engin Altan Düzyatan gibi motosiklet kullanmadığını da söyleyen Alkoçlar, “Şu an her şey çok güzel gidiyor, çok mutluyum” dedi.
Daha çok kol saatleri ve gözlükleriyle tanıdığımız Tag Heuer, lükse meraklı kitleye hitap eden yeni akıllı telefonu Meridiist Infinite’i tanıttı. Dünya genelinde sadece 1191 adet üretilecek Meridiist ailesinin yeni üyesi Meridiist Infinite, performans açısından güçlü özelliklere sahip olmasa da ekranında barındırdığı fotovoltaik hücrelerle mevcut akıllı telefonlardan ayrılmayı başarıyor.
Güneş veya ortam ışığından enerji elde eden telefon, bu sayede günümüzdeki birçok akıllı telefonda yaşanan pil ömrü sorununu ortadan kaldıracağa benziyor. Cihazın bu teknolojiyi Sunpartner Technologies’e in Wysips Crystal teknolojisi sayesinde gerçekleştirdiğini araya not düşelim. Gövdesinde karbon ve titanyum, ekranında safir kristal kullanan telefon, darbelere ve çizilmelere karşı oldukça dayanıklı. Segment olarak Vertu’nun akıllı telefonuna rakip olarak geliştirilen telefonun teknik detayları arasında 320×240 piksel çözünürlüklü 2,4 inç tam renkli TFT LCD ekran, üst kısımda ekstra bilgi için monokrom OLED panel, 5 megapiksel kamera ve 8 GB dahili depolama alanı bulunuyor. Çift SIM kart desteği de sunan bu lüks telefon, temmuz ayında kuyumcularda ve perakendecilerde piyasaya sürülecek. Telefonun satış fiyatı ise elbette oldukça yüksek. Tag Heuer Meridiist Infinite’nin fiyatı 5000 bin doların biraz üzerinde.
Avea Teknoloji Merkezi, geleceğin teknolojilerini tartışıp gözlemlemek amacıyla, Avrupa Komisyonu 7. Çerçeve Programı tarafından finanse edilenNEWCOM (Network of Excellence in Wireless Communications) projesinin Dissemination (Yayılım) etkinliğine ev sahipliği yaptı.
Geleceğin teknolojilerine öncülük etme ve Türkiye’nin en yenilikçi mobil iletişim şirketi olma hedefiyle hareket eden Avea; düzenlenen bu etkinlik çerçevesinde tüm Avrupa’yla beraber, yakın geleceğin olası gelişmeleri ve teknolojilerine birinci elden tanıklık etmenin yanı sıra bu gelişmelerin kaydedilmesi aşamasında aktif rol alma fırsatı da elde etti.
“İletişim Şebekelerinin Nihai Sınırlarına Erişimi” gibi kablosuz iletişimteknolojilerinin en gelişmiş yönleri üzerine uzun süreli, disiplinler arası bir araştırma yürüten NEWCOM projesi, aralarında Avea’nın da yer aldığı Avrupa telekomünikasyon sektörünün Telefonica, Orange ve Telecom Italia gibi önde gelen operatörleri tarafından proje ortaklığı bazında destekleniyor.
Geleceğin teknolojilerinin geliştirildiği AveaLabs’ten Avrupalı katılımcıları etkileyen ev sahipliği NEWCOM Dissemination etkinliğine İtalya Bologna Üniversitesi’nden Dr. Roberto Verdone ve Dr. Chiara Buratti; Pisa Üniversitesi’nden Dr. Luca Sanguinetti; İspanya UPC’den (Katalonya Politeknik Üniversitesi) Doçent Jordi Perez-Romero ile Fransa Eurocom’dan Dr. Raymond Knopp gibi pek çok akademisyen ve sektör temsilcisi katıldı.
Etkinliğin açılış konuşmalarını; geleceğin daha yüksek kapasiteli, daha yüksek mobilitiye ve performansa sahip WIMAX sistemleri için yenilikçi çözümler geliştirmeyi hedefleyen “Wimagic” Projesi’nin Koordinatörü ve Supelec Telekomünikasyon Bölüm Başkanı Prof. Hikmet Sarı ile AveaLabs Birim Müdürü Dr. Salih Ergüt yaptı.
Katılımcıların 5G ve LTE gibi birçok yeni teknoloji üzerindeki araştırma çalışmalarını paylaştığı ve 5G’nin nasıl özelliklere sahip olması gerektiği üzerinde durdukları etkinlikte; geleceğin kablosuz internet iletişimi, heterojen ağların yönetim teknikleri, radyo arayüzleri ve akıllı şehirler, ‘Şeylerin İnterneti’ için IP tabanlı kablosuz sensör şebekeler ve ile kablosuz iletişim şebekelerinin bugünü ve yarını ayrıntılarıyla ele alındı. Araştırmalardan özellikle çevreye de duyarlı en az güç kullanımı ile en yüksek veri iletişim hızlarını yakalamaya ilişkin çalışmalar sunuldu.
M2M Mesh Network Testbed’ini sunan Dr. Roberto Verdone, testbedleri tüm dünyadan araştırmacılara açık olarak tasarladıklarını, bu sayede de en etkin protokollerin tasarlanmasını hedeflediklerini belirtti. ‘Şeylerin İnterneti’nden ‘İnsanların İnterneti’ne geçiş olduğuna da dikkat çeken Dr. Verdone, artık sadece tek bir kişinin sensörlerinden alınan verileri değil; insanı kendi çevresiyle ve beraber zaman geçirdiği kişilerle birlikte değerlendiren sistemlerin hayata geçeceğini söyledi.
AveaLabs Birim Müdürü Dr. Salih Ergüt ve Avea yetkilileriyle AveaLabsbünyesinde yer alan Müşteri Deneyim Merkezi ile Test Merkezi’ni de gezen katılımcılara; AveaLabs’te hayata geçirilen projeler, geliştirilen yeni teknolojiler ile katılımcılarda büyük ilgi uyandıran Big A Platfomukonusunda detaylı bilgil verildi.
Sony’nin geçen seneki amiral gemisi Xperia Z1′in neredeyse her özelliğini bünyesinde barındıran Xperia Z1 Compact, ofisimizi ziyaret ederken rutin toplantılarımızdan bir tanesine konu oldu. Editörlerimiz toplantı sırasında bir ara verip Xperia Z1′in ufaltılmış hâline neden Mini yerine Compact dendiğini araştırıyor.
Araştırmaları ile ünlü Global Web Index firması bu sefer de tabletler ile ilgili bir araştırmaya değindi. Şahsi kullanım için üretilen ancak Android tabletlerde (Android 4.3 ve sonrası) çoklu kullanıcı özelliği ile paylaşıma uygun hale gelen tabletlerin, paylaşım oranları açıklandı.
Daha önce akıllı telefonlar için böyle bir araştırmaya parmak basan Global Web Index, araştırmalar sonucunda telefonların paylaşım oranının çok azolduğunu açıklamıştı. Tabletler için olan araştırmasında ise paylaşım oranının arttığı ortaya çıktı. Çekirdek bir ailedeki kullanıcı başına düşen tablet ortalamasının çok az olduğunu göz önünde bulundurursak bu oranın artması çok normal.
Tablet paylaşım oranları artıyor
Firmanın yapmış olduğu araştırmalar da bu durum açıkça gözler önüne serildi. GWI’nin araştırmalarına göre kişilerin %54′ü tabletlerini 3. kişilerile paylaşıyor. Ancak tablet kullanıcılarının %46 gibi büyük bir bölümü ise tabletlerini paylaşmadığı görünüyor. Bu paylaşım oranlarının önümüzdeki aylarda artacağını tahmin ediyoruz.
Samsung’un Galaxy F serisi olarak yüksek kalite akıllı telefon başlatacağı söylentileri olmuş, şirket yöneticileri tarafından Galaxy F çeşitli vesilelerle ima edilmişti. Yeni sızdırılan bir görüntü de söz konusu cihazın prototipi olabilir.
Daha önceki söylentilerde Galaxy F’in metal kasaya, Snapdragon 805 işlemciye ve QHD ekran özelliğine sahip olacağı söylenmişti. Bu cihazın Galaxy S5’in bir Premium versiyonu olduğunu düşündüğümüz zaman, Galaxy F metal kasa tabanlı amiral gemisinden çok daha fazlası olacaktır.
Avukat Yusuf Erikel, “Nuh: Büyük Tufan” filminin gösterilmesinden önce, “filmin, senaristin kurgusu olduğu ve Kuran-ı Kerim’de bahsedilen Hz. Nuh ile alakası olmadığına” ilişkin bir metnin yayımlanması için İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine başvurdu.
Başvuruda, Türkiye’deki sinemalarda yayınlanan, DVD kopyaları da piyasaya sürülecek olan filmin “Allah’ın peygamberi Hz. Nuh’un şahsiyetini rencide ettiği ve inançlara aykırı olduğu” ifade edildi ve bu nedenlerle filmin gösteriminden önce şu metnin yayımlanmasına karar verilmesi istendi, “Saygıdeğer izleyiciler, seyretmekte olduğunuz bu film, tamamıyla filmin senaristinin kendi kurgusu olup, bu filmdeki Hz. Nuh karakterinin ve anlatılan olayların İslam inancıyla, Kuran-ı Kerim’de bahsedilen Büyük Peygamber Hz. Nuh ile alakası yoktur. Hz. Nuh, Kuran’da övülen büyük bir peygamber olup, İslam inancına göre peygamberler günah işlemekten münezzehtir. Saygılarımızla siz sayın izleyicilere duyurulur.”
İhtiyati tedbir talebinde “karşı taraf” Kültür ve Turizm Bakanlığı ile filmin yayın hakkı sahibi şirket olarak gösterilirken, mahkemeden, kararın bir nüshasının bakanlık, bakanlığın il müdürlükleri ve RTÜK’e gönderilmesi de talep edildi. Avukat Erikel, dilekçesinin sonunda, “Davacı, talepte bulunan, Hz. Nuh’un sonraki kuşaktan torunu olan, inanan mümin” ifadesine yer verdi.
2014 yılının en iddialı akıllı telefon modelleri birer birer tanıtıldı. Bunlardan biride Tayvanlı akıllı telefon üreticisi HTC’nin yeni amiral gemisi modeli HTC One M8′di. Geçtiğimiz haftalarda tanıtılan HTC One M8′in ülkemizde çıkış tarihi ve fiyatı kesinleşti.
Yeni gelen bilgilere göre, HTC One M8 isimli cihaz, ülkemizde 11 Nisan Cuma günü itibarıyla satışa sunulacak. Ayrıca cihazın ülkemizdeki fiyatı ise cihazı satın almayı düşünen tüketicilerin biraz canını sıkacağa benziyor. Çünkü cihazın 16 GB’lık versiyonu için belirlenen fiyat tam olarak 2499 TL.
Android kullanıcılarının ana ekran tasarımlarını sık kullandıkları uygulamalara göre dinamik olarak güncelleyebildikleri Cover uygulamasıTwitter tarafından satın alındı. Cover kurucuları Gordon Luk, Todd Jackson ve Edward Ho tarafından açıklanan satın almada bütçeyle ilgili herhangi bir detay verilmezken, henüz Ekim ayında yayınlanan uygulamanın yüzbinlerce kullanıcı tarafından indirildiği belirtildi.
Çeşitli yatırımcılardan bugüne kadar 1,7 milyon dolarlık yatırım alan Cover, Android telefonunuz ile hangi uygulamaları ne sıklıkla kullandığınızı “öğrenerek” kilit ekranınızı buna göre tasarlıyor. Konum ve hareket verilerini denetleyebilen Cover, böylelikle örneğin araç kullanırken, evinizde ve iş yerinizdeki uygulama kullanım alışkanlıklarınızı belirleyip buna uygun yerleşimler yapabiliyor.
Twitter’ın Cover ekibiyle ne yapmayı planladığı açıklanmazken, 2014′ün ilk çeyreğinde 243 milyondolar gelir açıklayan ve bunun 220 milyonunu reklam ile sağlayan Twitter’ın mobil alandaki varlığını güçlendirmek istediği tahmin ediliyor.
Yeni Şafak jandarmanın Suriye’ye giden MİT tırlarına yaptığı baskın sırasında Zaman muhabirinin de orada olduğu iddiasını baskında görev alan jandarma personeli M.S soruşturmaya bakan savcılığa verdiği ifadesine dayanarak ortaya attı.
Yeni Şafak’ın bu haberinin ardından Zaman “Yeni Şafak Gazetesi’nde yayınlanan “Zaman’ın muhabirleri baskındaydı” şeklindeki haberin tamamen yalan olduğu ortaya çıktı.” şeklinde bir haberle bu iddiaları yalanladı.
Zaman Gazetesi’nin iddiası ise şöyle:
TIR’ların durdurulduğu Ceyhan gişelerinde ilk olarak Sabah Gazetesi ile DHA muhabirlerinin fotoğraf ve görüntü çektiği belirlendi. Zaman Gazetesi muhabiri Ziya İpek ise TIR’lar Adana’ya gelirken bekletildikleri ve gişelerden yaklaşık 25 kilometre uzaktaki Suluca mevkiinde deklanşöre bastı.
Bu yalanlamadan sonra MİT tırlarına yapılan baskında hangi muhabirin yeraldığı yılan hikayesine döndü.
Sarıyer’de komşu evin havuzunda boğularak hayatını kaybeden küçük Pamir’in ailesi gün boyu taziyeleri kabul etti. Başbakan Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmesini basın mensuplarına anlatan acılı baba Serdar Dikdik, “Ona ‘sen bize üç çocuk yap dedin ama biz bir çocuğa bakamadık’ dedim. Allah razı olsun. Böyle bir başbakan istemiyor muyuz biz. Herkesin acısını paylaşsın diye” dedi.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan baba Serdar Dikdik, “Başbakan Erdoğan aradı. Ona ‘sen bize üç çocuk yap dedin ama biz bir çocuğa bakamadık’ dedim. Allah razı olsun. Böyle bir başbakan istemiyor muyuz biz. Herkesin acısını paylaşsın diye. Zaten bizi bölen bu küçük şeyler insanları birleştirir. Biri kaybolmuş. Bir büyük aramayınca insanlar bir kesim kalbi kırılıyor. Bu ülke senelerdir bir. Bizi kimse bölemez. Bir çocuk kayboldu binlerce kişi bir araya geldi. Tayyip Beyle konuştuk. ‘Başın sağolsun’ dedi ben de teşekkür ettim” dedi.
Pamir’in cesedinin bulunduğu havuzun daha önce defalarca arandığını anlatan Dikdik, “Defalarca kalaslarla arandı. Bundan önce oturan kişi arkadaşımdı. Adam borsacıydı. Stresten uzak durmak için her gün havuzu temizliyordu. Orası pırıl pırıldı. Ancak ev sahibi onu çıkardı. O çıkınca tadilat başladı. Şansa bak inşaat başlayınca havuz bu hale geldi” şeklinde konuştu.
KAMERA GÖRÜNTÜLERİNE GÖRE BİR ÇOCUK GETİRİYOR…
Kamera görüntülerini de izlediğini söyleyen acılı baba, “Kameralarda bir çocuk Pamir’i eve getiriyor. Sonra diğer tarafa gidiyor bizim çocuk. Bahçenin içinde herif. On dakika sonra ben çıkıyorum aramaya başlıyorum” ifadelerini kullandı.
Serdar Dikdik cesedin bulunduğu gün bağrışmaları duyunca sağ olduğunu düşünerek sevindiğini anlatarak şunları söyledi: “Bulundu diye sevindim. Hemen çite yöneldim. Bu boyla o çitten çıkamadım. Çocuk kafayı koymuş oradan geçmeye. Savcıya da söyledim. ‘Savcım ben geçemedim o nasıl geçti bir bak’ diye. O bile inanamadı.”
Bugün Pamir’i ana okuluna yazdırmayı planladığını kaydeden acılı baba, “Bugün araba alacaktım. Çocuğu anaokuluna yazdıracaktım. O ana okulundayken internetten ev bakacaktım. Şimdi yukarıda üçlü kanepe var. Ona bakarken nasıl ben dayanabilirim. Daha birkaç gün önce o kanepede boğuşuyorduk. Ben şimdi o kanepede nasıl oturacağım. Bir melek gitti başka insanlar gitmesin” şeklinde konuştu.
A Haber’de Sevilay Yükselir’in sunduğu %100 Siyaset programında ilginç anlar yaşandı.
Programın konuklarından adli bilişim uzmanı Ercan Kılıç, yayın anında herkesten habersiz ses ve renkli görüntülü kayıt yaptı. Kılıç, bir araba anahtarlığı ile yaptığı bu kayıtları canlı yayında herkese izletti.
Ercan Kılıç, yasadışı ortam dinlemelerinin, ya da gizli görüntü kayıtlarının nasıl yapıldığını anlattı.
Kılıç şöyle konuştu:
HEPİMİZ DİNLENİYOR VE İZLENİYORUZ
Dinleme ve izleme diye bir kavram var aslında. Siz dediniz ki “cep telefonundan nasıl dinlenirim“. Aslında hepimiz izleniyoruz.
Örneğin, cep telefonu kayıtları. Hepimizin cep telefonu kayıtları kurumlarda, BTK’da duruyor. Kimi aradınız? Hangi dakikada aradınız? Kaç dakika konuştunu? Sizi kaç dakika kim aradı? Size kim mesaj attı? Siz kime mesaj attınız? Bütün bunlar kayıtlı.
NEREDE BULUNDUĞUNUZ BİLE KAYIT ALTINDA
Aynı zamanda, HTS dediğimiz kayıtlar var. O anlarda coğrafi olarak neredeydiniz? Bütün bunların kayıtları tutuluyor. Bunlar soruşturmalarda kullanılıyor.
Bir suç örgütü herhangi bir şekilde o kurumları ele geçirmişse o bilgileri istediği gibi kullanabilir. Bir soruşturma sebebiyle aldığım bir dosyada, bir şahsın o HTS kayıtlarını özel yazılımlarla değiştirmek yönünde çalıştığını gördüm. HTS kayıtlarının bir formatı vardır. O formatta var olan HTS kayıtları çıkarılmış, değiştirmek için üzerinde çalışma yapılmış. Bunun teknik olarak yapılması mümkün.
Onun dışında, bütün bankacılık kayıtlarımız da tutuluyor.
Çok ufak temel elektronik bilgisiyle yasadışı dinleme yapılabilir. Ufacık bir cihazı telefonunuzun ya da hattınızın geçtiği herhangi bir yere yaklaştırmak yeterli. Ev telefonu için bu yapılıyor.
CEP TELEFONUNA VİRÜS YERLEŞTİRİP DİNLİYORLAR
Cep telefonlarında ise, dinlemenin en kolayı virüs yerleştirmektir. Telefonunuza bakma bahanesiyle alıp, 5 dakika içinde gerekli yazılımı yüklerim. Bütün görüşme kayıtlarınızı alırım. Coğrafi olarak nerede olduğunuzu gösteren HTS kayıtlarınızı da cep telefonundan teker teker alırım.
TELEFONUN BATARYASINI SÖKSENİZ BİLE DİNLENİRSİNİZ, İÇİNDE BAŞKA BİR BATARYA DAHA VAR
Cep telefonunuzun bataryasını söktüğünüz zaman bile dinlenme ihtimaliniz var. Çünkü o batarya haricinde telefonun içinde başka bir batarya var. Bu bir çözüm ama, bayağı bir sekteye uğratıyor dinlemeyi ama ana bilgilerin alınması teknik olarak mümkün olmaya devam ediyor.
DİNLENEN DİNLENDİĞİNİ ANLAYABİLİR Mİ?
Yasa dışı olarak dinleniyorsanız, cep telefonunuza casus yazılım yüklenmişse bunun kontrolü sağlanarak anlama imkanınız var.
Telefonunuzdan ses geliyorsa, bu dinlendiğiniz anlamına gelmez. Özellikle dinleme işini yapan insanlar bu tür hataları yapmamak üzerine özel eğitim alırlar. Yapmayalım ki anlaşılmasın diyorlar zaten. Ses gelmesi, işin doğasına aykırı.
Sevilay Yükselir: Evinizin önüne araç getiriyorlar, bu araçlarla ortam dinlemesi ve telefon dinlemesi yapıyorlar. Bu nasıl oluyor, anlatır mısınız?
İÇİNDEN ELEKTRİK GEÇEN HİÇBİR ŞEY GÜVENLİ DEĞİLDİR
Ercan Kılıç: Araçlar da bu teknolojinin bir parçası tabi ki. Ama teknoloji o kadar gelişti ki. Öğrencilerime ilk söylediğim şey şudur; içinden elektrik geçen hiçbir şey güvenli değildir. Yayın yapan hiçbir şey güvenli değildir.
İnsanları belki biraz paranoyaya sevkedeceğiz ama, araçlarla dinleme ancak televizyonlarda gördüğümüz şeyler.
TEK CEP TELEFONUYLA BİRÇOK KİŞİ DİNLENEBİLİR
Mesela ben şu anda buranın ağındayım. Wireless üzerinden bağlandım. Emin olun, kendi cep telefonumla bütün bu ağ üzerindeki her şeyi dinler, kayda alır, bana uygun olan bilgileri seçtikten sonra, (bu parola bilgisi olur, özel konuşma kayıtları olur…) bütün bunları değerlendiririm. Yani bir cep telefonuyla ortamda olmanız bile pek çok kaydı almanızı sağlar.
GEORGE ORWELL 1948 YILINDA UYARMIŞTI: TELEVİZYONLAR ÇİFT TARAFLI ÇALIŞABİLECEK
İnternete bağlanan, içinden elektrik geçen hiçbir şey artık bizim için güvenli değil. Yeni nesil cep telefonlarımız, yeni nesil akıllı televizyonlarımız internete bağlanabiliyor. Bir de bunların üzerine sosyal paylaşım programlarını kullanabilmemiz için kamera koydular. Bunu yıllar önce 1948 yılında George Orwell söylemişti zaten. O televizyonların çift taraflı çalışabileceğini söylemişti.
İNTERNETTEN ARTIK BUZDOLABINIZA BAĞLANABİLİYORSUNUZ
İnternetten artık buzdolabımıza bağlanıyoruz, hangi rafların boş olduğunu görüyoruz. Biz bunu görebiliyorsak, başka herhangi birisi de bunu görebilir.
İşte canlı yayında gizli dinleme örneği izlemek için tıklayınız!
Zaman Gazetesi yazarlarından Ali Bulaç, CNN Türk’te Enver Aysever’in sunduğu Aykırı Sorular programına konuk oldu.
17 Aralık darbe girişimini ve 30 Mart seçimlerini yorumlayan Bulaç, Cemaat hakkında ilginç itiraflarda bulundu.
Enver Aysever’in “ananas” sorusuna “din alimleri böyle şeylerle ilgilenir” diyen Ali Bulaç, Gülen’in dönme ihtimaliyle ilgili soruya da “başına iş açılır, dönmemeli” dedi.
Cemaatçi olmadığını, sadece Zaman yazarı olduğunu söyleyen Ali Bulaç, Cemaat’in son 12 yılda iki büyük hata yaptığını belirtti. Bulaç’a göre Cemaat’in siyasallaşması büyük hatalardan biri.
İşte Ali Bulaç’ın açıklamalarından ilgili bazı bölümler:
Enver Aysever’in sorusu: Mesela Fethullah Hoca’nın telefon konuşmalarında Türkiye’deki ticaret hayatının neredeyse tamamını düzenlediği görülüyor. Yani Koç’la konuşmuş, Ciner’le konuşmuş, onunla konuşmuş, bununla konuşmuş. Bilmiyorum başka kimlerle konuşmuş.
Bu konuşmaların sonucunda ananaslar, gelenler, gidenler falan. Bir din alimi bu kadar ticaretle ilgilenir mi?
Ali Bulaç’ın cevabı: İlgilenmesi lazım tabi ki. Bir din aliminin ticaretle, siyasetle, toplumsal hayatla, iktisat politikalarıyla, sosyal politikalarla, aile politikalarıyla ilgilenmesi lazım.
Din alimi dediğimiz sadece bir köşede çekilmiş, gece gündüz dua okuyan bir insan değil. Elverir ki doğru bir konumda olsun, doğru şeyler söylesin, toplumu doğru yöne yöneltsin.
Enver Aysever: Ama, o işi ona alın, bu işi buna bırakın, o doğrudur, bu eğridir gibi gibi şeyler diyebilir mi?
Ali Bulaç: Bir mahsuru yok ki. Bu alın, verin filan diyebilir yani. Sadece gayri meşru bir iş olmasın, hukuk dışı bir şey olmasın.
CEMAAT 2002′DEN BU YANA İKİ BÜYÜK HATA YAPTI
Enver Aysever’in ”Cemaat parti kurmalı mı” sorusuna ”hayır Cemaat parti kurmaz, kurmaması da lazım” diyen Ali Bulaç sözlerini şöyle sürdürdü:
CEMAAT ÇOK SİYASALLAŞTI
Cemaat 2002′den bu yana iki büyük hata yaptı. Çok siyasileşti. Bütün yumurtalarını da AK Parti’nin sepetine koydu son 12 yıl içinde.
Türkiye’nin temel sorunlarına karşı da duyarsızlaştı.
Fakat şu anda içinden geçmekte olduğu süreç bence Cemaat için büyük bir hayır oldu. 2014 seçimleriyle birlikte, AK Parti’yle arasına bir mesafe koyup, ki AK Parti tabanı da müslüman bir taban, iyi insanlar. Onda hiç şüphe yok.
Tekrar CHP, SP, MHP hatta BDP seçmenleriyle diyalog kurdu. Eğer bunu devam ettirebilirse, AK Parti seçmeniyle de iyi diyaloglar kurarsa bu tekrar sosyal müslümanlığın Türkiye’de canlanmasına Cemaat’in tekrar topluma dönmesine vesile olabilir.
İşte o video izlemek için tıklayınız